İktidarın 15 Temmuz ‘kontrollü’ darbe teşebbüsü bahanesiyle yargıyı yeniden dizayn etme projesi kapsamında tutuklanan binlerce yüksek yargı mensubunun yargılanmasına devam ediliyor.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) eski Genel Sekreteri ve eski Yargıtay Üyesi Mehmet Kaya 2 Ekim 2018’de hakim(!) karşısına çıktı.
Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu’nda görülen duruşmada Abdurrahman Orkun Dağ’ın heyet başkanlığı yapması dikkat çekti. Dağ, Cumhuriyet Gazetesi yazarları hakkında mahkumiyet kararı vermiş; Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararına rağmen Mehmet Altan’ı tahliye etmemişti. Siyasi davalarda iktidar muhalifleri aleyhine verdiği kararlarıyla ünlenen Dağ, üyelerinin tamamı iktidar partisi tarafından seçilen Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) tarafından 16 Temmuz 2018 tarihinde Yargıtay üyeliğine terfi ettirildi. Yargıtay’da da henüz iki aylık kıdemle, teamüller çiğnenerek, 9. Ceza Dairesi’nde heyet başkanlığına getirildi. (1)
Tutuklu yargılanan Yargıtay üyesi Mehmet Kaya’nın duruşmasındaki tavırlarıyla ‘bağımsız ve tarafsız olmadığı’ yönünde eleştirilere hedef olan Dağ, duruşma sırasında sık sık Kaya’nın savunmasına müdahale etti.
Savunma için söz verilen Mehmet Kaya, usule ilişkin itirazlarını dile getireceğini, dosya tam olarak eline geçmediği için esas hakkındaki savunmasını daha sonra yapacağını belirtti.
Avukat istemediğini, ancak CMK’dan atanan zorunlu avukatı bulunduğunu ifade eden Kaya, hukuktan bahsetmeye devam edeceğini söyledi. Kaya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve diğer uluslararası sözleşme ve etik kurallar gereği hukuk adamlarının uyması gereken kurallar bulunduğunu anlattı.
Kaya, Türkiye’nin, Anayasa’nın 90. maddesi gereği, insan haklarına uyma yükümlülüğünü kabul ettiğini, ancak buna rağmen katı pozitivist hukuk anlayışının egemen kılınmaya çalışıldığını ileri sürdü.
Anayasanın başlangıç kısmında hukuk devleti ilkelerinden, insan onurundan bahsedildiğini anlatan Kaya, bugün hukuksal pozitivizmin mi yoksa insan haklarına dayalı hukukun mu uygulanacağı sorusunun sorulduğunu savundu. İnsan haklarına dayalı hukuku uygulamamanın tam bir haksızlık olacağını belirten Kaya, ülkelerin insan hakları bağlamında AİHS ilkeleri ve AİHM içtihatlarına uymaları gerektiğini kaydetti.
Bu sırada, Mahkeme Başkanı Dağ, “Sizden burada ders almayacağız” diyerek Kaya’yı uyardı. Kaya’nın, “Savunmamı kısıtlayamazsınız, kesemezsiniz” diyerek, savunmasına aynı şekilde devam etmesi üzerine Başkan Dağ, bu kez “Savunmanızı size yöneltilen isnatlarla ilgili yapın. İlliyetsiz şeyler söylüyorsunuz.” uyarısında bulundu.
Sanık Mehmet Kaya ise “İhsası reyde bulunuyorsunuz” diyerek, Mahkeme Başkanı Dağ ile ilgili reddi hakim talebinde bulundu.
Talep üzerine Başkan Dağ, duruşmaya ara verdi. Aranın ardından, Başkan Dağ, sanığın savunma dışındaki sözlerinin ve reddi hakim talebinin duruşmayı uzatma amacına yönelik olması nedeniyle geri çevrilmesine karar verildiğini açıklayarak, duruşmaya devam etti.
Mehmet Kaya ise “Hakkımda verilecek cezayı biliyorum, hukuki görüşlerimi ifade etmeye devam edeceğim” diyerek savunmasını sürdürdü.
AİHM’in adil yargılanma hakkının kısıtlanmasıyla ilgili ülke kararlarından örnekler veren Kaya, “Binlerce hakimin listeler gönderilerek tutuklanmasına yol açan bu durumla ilgili elbette hukuk yoluyla bir yüzleşme olasıdır.” dedi.
İnsan haklarına dayalı hukukun uygulanması talebini dile getirdiğini, dile getirmeye de devam edeceğini aktaran Kaya, uygulamadaki yanlışlıkları anlatmaya çalıştığını belirtti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının hakkında suçüstü hükümleri uygulayamayacağını, hakkında soruşturma yürütenlerin bu yetkisinin bulunmadığını iddia eden Kaya, “Benden daha kıdemsiz tek bir hakimin, hakkımda düzenlediği belgeyi kabul etmiyorum. Yargıtayda KHK ile bir daireye beni yargılama yetkisi veriliyor. Bu hukuk mudur? Yapılanlar, anayasaya, uluslararası sözleşmelere, AİHM içtihatlarına aykırıdır, meşru değildir.” iddiasında bulundu.
Mehmet Kaya, “Bu mahkemenin yargılama yetkisini kabul etmiyorum. Yürütmenin müdahalesiyle sırf bu davalara bakmak için yetkilendirilmiştir. Bağımsız da değildir. Türk yargısı koşar adım bağımsızlığını kaybetmeye doğru gidiyor. 9. Ceza Dairesi de bağımsızlığını kaybetti, çünkü özel olarak seçildi. Bağımsızlığı olmayan bir mahkemenin tarafsız olamayacağı da açıktır.” diyerek de heyetin reddini istedi.
Bu talep üzerine de duruşmaya ara veren Heyet, aranın ardından bu talebin de duruşmayı uzatmaya yönelik olduğunu belirterek reddetti.
Savunmasına devam eden Kaya, hayatının hiçbir döneminde demokratik olmayan bir şeyin içinde yer almadığını ileri sürerek, “Sıkıyönetim listelerinden bahsediliyor. Darbe sonunda bana görev verilseydi kabul etmezdim. 2 ay HSYK Genel Sekreteri olmamak için direndim. Hiçbir zaman makam peşinde olmadım. Üye seçilirken de savcı olmak istemiştim.” dedi.
Aranın ardından usule ilişkin savunmasını tamamlayan Kaya’ya, esas hakkındaki savunması için gelecek duruşmaya karar süre verildi. Kaya’nın avukatının tahliye talebi reddedilirken, duruşma ertelendi. (2)
Kaynaklar:
1. www.cumhuriyet.com.tr
2. www.memurlar.net