9 Mart 2018
7 uluslararası hukuk kuruluşu Türkiye’de yargı alanında yaşanan zorluklara dikkat çekmek için ortak bir bildiri yayınladı.
İsviçre’nin Cenevre şehrinde Birleşmiş Milletler (BM) raportörünün de katıldığı bir etkinlikte okunan bildiri İnsan Hakları Konseyi’nde geniş yankı buldu. Ortak bildiri ayrıca BM İşkence ve Diğer İnsanlık Dışı Muameleler, Cezalandırmalar Özel Raportörü Nils Melzer ile paylaşıldı.
Ortak açıklamada kuruluşlar, darbe girişimi sonrası Türkiye’de yaygın şekilde işkence ve kötü muamele yapılması, işkence iddialarına yönelik etkili soruşturmalar yapılmayışı ve devam ede gelen işkence haberleri konularında endişelerini dile getirdi.
Bildiriye taraf olan kuruluşlar ayrıca Türkiye’de yargıç ve avukatların sistematikleşmiş keyfilikle gözaltına alınmalarından duydukları kaygılarını paylaştı. Kuruluşların ortak bildiri metni şöyle:
ORTAK BİLDİRİ
“Uluslararası Barolar Birliği İnsan Hakları Enstitüsü ve yedi ortak kuruluş, BM Özel Raportörü’nün Türkiye raporuna dikkat çekerek, Türk hükümetini raporda yer alan önerilerin uygulanmasını temin etmeye çağırmaktadır.
Darbe girişimi sonrası işkence ve diğer kötü muameleler hakkında etkili soruşturmalar yapılmaması ile ilgili ortak kaygılarımızı paylaşmaktayız. Bu hafta edindiğimiz Mersin İl Emniyet Müdürlüğü’nde 80 kişinin polis işkencesi gördüğüne yönelik haberde olduğu gibi bize ulaşan diğer işkence iddiaları sayısından derin endişe duyuyoruz.
Ayrıca Türkiye’deki avukat ve hakimlerin de sistematik keyfilikle tutuklanması kaygı verici. Güvenilir kaynaklara göre Temmuz 2016’dan beri yaşananlar şöyle:
– En az 1.525 avukat hakkında adli işlem başlatıldı, 578 avukat gözaltına alındı ve tutuklu yargılandı, 99 avukat ise hapis cezasına çarptırıldı.
– 4 bin 400’den fazla hakim ve savcı soruşturmaya tabi tutuldu, 2.400’den fazlası tutuklu yargılandı.
– Bu raporlar aynı zamanda hukukçulara yönelik işkence, kötü muamele ve ölçüsüz şekilde hücre hapsi uygulandığını ortaya koyuyor. Öyle ki yapılanlar kıdemli bir hakimin bir yıldan fazla hücre hapsinde kalması ve 17 meslektaşı ile birlikte tutuklanan bir avukatın cezaevi yetkilileri tarafından işkenceye uğraması hadiseleri ile vurgulanmıştır.
Son olarak, Trabzon Savcılığı 5 Ocak 2018’de verdiği kararla, 667 Numaralı Kanun Hükmünde Kararname’nin kamu görevlilerine Olağanüstü Hal (OHAL) yönetiminden dolayı görevleri dahilinde gerçekleştirdikleri davranışlardan, işkence ve kötü muamele dahil, ötürü sorumlu tutulmayacakları koruması getirdiğine hükmetmiştir.
İşkence ve kötü muamele uygulamalarına engel olmak ve bu eylemleri gerçekleştiren şahısları cezalandırmak devletlerin görevi olup uluslararası insan hakları hukuku kapsamında vazgeçilmeyecek haklardandır ve bu nedenle, hiçbir koşulda sınırlandırılamaz veya askıya alınamaz.
Özel Raportöre, işkence yapan kamu görevlilerine potansiyel koruma getiren düzenlemeyi soruşturması ve iyileştirme tavsiyelerinde bulunması çağrısını yapıyoruz.
Konsey’i aşağıdaki konularda Türkiye’yi uyarmaya davet ediyoruz:
-Hukukçuların maruz kaldığı haksız yargılama ve keyfi tutuklamalara son verilmesi ve bu konuda gerekli adımların atılması,
-Kamu görevlilerinin gerçekleştirdiği işkence ve kötü muamelelere karşı gerekli soruşturmaların başlatılması, sorumluların cezalandırılması ve bu uygulamaların bir an önce önlenmesi.
Destekleyen Kurumlar
1. İngiltere ve Galler Barolar İnsan Hakları Komitesi (BHRC)
2. Uluslararası Barolar Birliği İnsan Hakları Enstitüsü (IBAHRI)
3. Hakimler Hakimler için (J4J)
4. Avukatlar Avukatlar için (L4L)
5. Kanada Avukat Hakları Örgütü (LRWC)
6. İngiltere ve Galler Hukuk Topluluğu
7. Uluslararası Avukatlar Sendikası (UIA)
Kaynak:
Ipahaber