Türkiye’de birçok önde gelen gazeteci ve yazarı çeşitli ifade özgürlüğü davalarında savunmuş olan Avukat Veysel Ok, 9 Mayıs Çarşamba günü bir söyleşide yargıya yönelik olarak getirdiği eleştiriler nedeniyle “devletin yargı organlarını alenen aşağılama” suçlamasıyla dördüncü kez hakim karşısında olacak.

9.30’da 37. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılacak olan duruşmada karar çıkması bekleniyor. Aynı davada, röportajı yapan eski Özgür Düşünce muhabiri Cihan Acar da yargılanıyor.

Ok’a yönelik suçlamalar 27 Temmuz tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 668 no’lu Kanun Hükmünde Kararname (KHK) kapsamında kapatılan Özgür Düşünce gazetesinde 25 Aralık 2015 tarihinde yayınlanan bir röportajında yargının “tek renkli” olduğunu söylemesinden kaynaklanıyor.

Cumhuriyet’in ilk iddianamesinide de hazırlayan Savcı Murat İnam’ın Ağustos 2016’da hazırladığı iddianameye göre Ok’a yönelik soruşturma Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği tarafından 29 Aralık 2015 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen bir suç ihbarıyla başladı. Gene iddianameye göre 29 Temmuz 2016 tarihinde Adalet Bakanlığı Ok’un soruşturulması için izin verdi.

Geçmişte Şahin Alpay, Ahmet Altan ve Mehmet Altan gibi birçok gazetecinin avukatlığını üstlenmiş olan Avukat Ok, halên Deniz Yücel, Nedim Türfent ve Oğuz Usluer gibi çok sayıda gazetecinin savunuculuğunu yapıyor.

Ne demişti?

Avukat Ok, iddianamede söyleşide kullandığı şu ifadeler için suçlanıyor: “Eskiden farklı fikirlerde yargıçlar vardı, özgürlükleri dikkate alan Hakim’lere denk gelme ihtimali yüksekti, ama şimdi yargı mensupları tek renkte, ifade özgürlüğünü dikkate alan Savcı ve Hakimlere denk gelme ihtimali yüksekti. Ama bu dönem en büyük fark yargı mensuplarının tek renkte olması. Son 2 yıldır karşılaştığımız hemen hemen tüm yargı mensupları tek renkli, tek fikirli. Sulh Ceza Hakimlerini görüyoruz. Buralarda görülen davalarda ne savunma, ne itiraz işliyor. Şu anda bütün gazeteciler sürekli 12 tane Sulh Ceza Hakimliğine çıkıp duruyor. Bu hakimlerin paylaşımları ve sempatileri belli. Bu anlamda hakimlere karşı savunmanız istediğiniz kadar günlü olsun kararı etkileyemiyor. ….Çünkü ortada sipariş kararlar var, …..soruşturmalarında önce siyasi irade ya adli makamlara talimat veriyor. Ya da basında hedef gösteriyor. Akabinde yargı talimatı uyguluyor.”

301. madde

TCK’nın “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçlarını düzenleyen 301. maddesi kapsamında aralarında 2007 yılında bir suikast sonucu öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in ve Nobel Edebiyat ödülü sahibi Orhan Pamuk’un da bulunduğu birçok gazeteci ve yazara özellikle 2000’li yılların ortalarında çok sayıda dava açılmıştı. Birbiri ardına açılan davalar sonrasında 2008 yılında bu maddede birtakım değişikliklere gidilmiş, ilgili suçlardan soruşturma açılabilmesi için Adalet Bakanlığı’nın izin şartı getirilmişti.

Kaynak:

ahvalnews.com